![Muş'ta göçerler yayladaki akıbet günlerini geçiriyor](https://www.megahaber35.com/files/uploads/news/default/musta-gocerler-yayladaki-son-gunlerini-geciriyor.webp)
Muş
.w3-content { max-width: 100%; margin: auto;} .w3-tooltip, .w3-display-container {position: relative;} .w3-black, .w3-hover-black:hover { color: #fff!important; background-color: #000!important;} .w3-display-left { position: absolute; top: 50%; left: 0%; transform: translate(0%,-50%);-ms-transform: translate(-0%,-50%);} .w3-display-right { position: absolute; top: 50%; right: 0%; transform: translate(0%,-50%);-ms-transform: translate(0%,-50%);} .w3-btn, .w3-button {-webkit-touch-callout: none;-webkit-user-select: none; -khtml-user-select: none;-moz-user-select: none; -ms-user-select: none;user-select: none;} .w3-btn, .w3-button {border: none;display: inline-block;outline: 0;padding: 8px 16px;vertical-align: middle;overflow: hidden;text-decoration: none;color: inherit;background-color: inherit;text-align: center;cursor: pointer;white-space: nowrap;}![Muş'ta göçerler yayladaki akıbet günlerini geçiriyor](https://cdnuploads.aa.com.tr/uploads/PhotoGallery/2021/10/09/thumbs_b2_b7ff9f1df34446146b47ebc204bc5687.jpg)
İlkbaharda Diyarbakır'dan gelmiş olarak yaylaya çıkan göçerler, toplumsal yaşamdan ve teknolojiden uzak, doğayla iç içe hayat sürüyor. Bazı göçerlerin devir dolayısıyla geçmiş olduğu bugünlerde, bölgedeki dobra havayı punt bilici aileler müşterek müddet şimdi yaylada konaklamayı yeğleme etti.
Erkeklerin, hayvanların tagaddi ve bakımını icra ettiği Şenyayla'da, hanımlar ise günce nan ve aşındırmak pişirme işiyle ilgileniyor.
Göçerlerden 103 yaşındaki Halime Koçağa, gazetecilere, atalarından devraldıkları kıl cilt geleneğini yüzyıllardır sürdürdüklerini söyledi.
Ömrünün şişman bölümünün hayvancılıkla geçtiğini tabir fail Koçağa, şu şekilde konuştu:
"Yaylaya çıktığımızda hayvanları sağardık, kapçık ayranı yapardık. Çobanlara, misafirlere aşındırmak yapardık ve kurduğumuz tandırda nan pişirirdik. Kalan gereksiz bu zamanlarda ise kıl çadırı yapardık. Keçi kılından, 4-5 hanımla fakat 20 günde müşterek kıl çadırı anık bir duruma getirirdik. Yazın yaylada, kışın köyde ömrümüzü şişman seviyede çadırda geçirdik. Hayvancılık yaptığımız düşüncesince kıl cilt bizim düşüncesince aşırı önemlidir."
Hamit Koçağa, 20 bin küçükbaş ve 7 bin yöresinde kocabaş hayvanlarının olduğunu belirterek, "İlkbahar mevsimiyle yaylaya çıkmaya başlıyoruz. Sonbahara denli kıl çadırlarda kalıyoruz. Zorlu müşterek iş zorla çadırlar su geçirmez, zarfında ferah ferah barınabileceğimiz hayat alanıdır. Ben 58 sene evvel çadırda doğmuşum. Hayatımızın şişman kısmı kıl çadırda geçti." niteleyerek konuştu.
Kadın göçerlerden Muhbet Gölbaşı da yayla yaşamını sevdiğini anlatarak, "Ekmeğimizi kendimiz pişiriyoruz. Köyde ot bulunmadığı düşüncesince yaylaları yeğleme ediyoruz. Peynir ve sütlerimizi sattık. Kışlık ihtiyacımız peynir, tereyağı, yoğurt derece ürünlerimizi hazırladık. Birkaç güneş sonradan da evimize döneceğiz." ifadelerini kullandı.