Lefkoşa
Tatar, meydana getirdiği kayıtlı açıklamada, "Türkiye göz boncuğu devir garantilerin kaldırılmasını istemedi" diyen ve Türkiye'yi uzlaşmazlıkla suçlayan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) önderi Nikos Anastasiadis'in iddialarını yanıtladı.
Ersin Tatar, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kuruluşunu Enosis'e sıçrama tahtası kendisine niteleyen Rum-Yunan ikilisinin, 1960 Garanti Antlaşması'nı dönmek ve Enosis'e huzur yıldırma kendisine görmüş bulunduğu Türkiye'nin garantörlüğünü kaldırabilmek düşüncesince Cumhuriyet'in önceki günlerinden itibaren bu yönde girişimlerde bulunduğunu belirtti.
Bu girişimlerin gündeme gelmesiyle anne yurt Türkiye ile Kıbrıs Türk halkının, buna huzur çıktığını vurgulayan Tatar, o çağda Türkiye'nin garantörlüğünün kaldırılamayacağının vurgulandığını anımsattı.
Tatar, "O günden bu güne sincap Rum tarafı, Türkiye'nin garantörlüğünün kaldırılması ve Türk askerinin Kıbrıs'tan uzaklaştırılmasını istem etmektedir. Bu, gerçekleşmesi beklenen başarısız müşterek hayaldir. Ana yurt Türkiye ile Kıbrıs Türk halkının topu topu buna karşıdır. Bunun akıbet örneğini de Crans Montana'da (2017) gördük. Crans Montana'da 'sıfır asker, el değmemiş garanti' diyen Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis'e müstelzim cevap verilmiştir." görüşünü paylaştı.
Gerçekleri ve yaşananları çarpıtmaya etkin Anastasiadis'in, "Türkiye, garantilerin göz boncuğu devir kaldırılmasını istemedi" diyerek, Rum tarafının uzlaşmazlığını gizlemeye, çözümsüzlüğün sorumluluğunu da Türkiye ile Kıbrıs Türk kısmına yüklemeye çalıştığına ayraç fail Tatar, bunun da yararsız müşterek çaba bulunduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Tatar, açıklamasında şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ana yurt Türkiye, arsıulusal antlaşmalardan meydana gelen garantörlük hakkından vazgeçmeyeceğini 1960'dan bu yana sert baş döndürücü el açıklarken, bu toy müşterek olaymış kabil göstermeye idman da yararsız müşterek gayrettir. Kıbrıs Türk halkının da Türkiye'nin garantörlüğünden vazgeçmesi beklenen değildir.
Yunan Cuntası ile EOKA'cıların gerçekleştirdiği 15 Temmuz 1974 darbesine karşı, anne yurt Türkiye 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı'nı gerçekleştirmeseydi, bugün Kıbrıs'ta müşterek tane müşterek Türk caba kalmayacak ve Kıbrıs, müşterek Helen Adası olacaktı. Bugün kişi vatanımızda, kişi devletimizin çatısı altında engellenmeyen ve hâkim kendisine yaşıyorsak bunu anne yurt Türkiye'nin garantörlüğüne borçluyuz."
Anastasiadis'in Türkiye'ye müteveccih esas dışı suçlamalarda bulunarak, "Türkiye'nin 1956'ten buyana Kıbrıs'ta uzlaşmazlığı körüklediğini" de kanıt ettiğini dile getiren Tatar, bunun da ağız ağıza esas dışı müşterek kanıt olduğuna dikkati çekti.
Tatar, Anastasiadis'e, Enosis hedefli kendisine 1955'te EOKA yıldırı örgütünü kimlerin kurduğunu, 1962'de Kıbrıs Türk halkını imha planı bulunan Akritas Planı'nı kimlerin hazırladığını, Kanlı Noel saldırılarını ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin tabanca diretmesiyle müşterek Rum devletine dönüştürüldüğünü hatırlatmakta şişman üstünlük bulunduğunun altını çizdi.
"Kıbrıs Türk halkı, Türkiye'nin garantörlüğünün kaldırılmasına karşı"
Rum reis Anastasiadis'in, "kimse Rum kısmına töhmet yüklemesin, kimin kabahatli bulunduğunu gitmek düşüncesince tarihî sürece bakalım" ifadesini kullanarak, gine Kıbrıs'ta yaşanmış bulunan gerçekleri çarpıtmaya çalıştığına dikkati çekici Tatar, tarihî sürece bakılınca Kıbrıs Türk halkının, denktaş müessis ortağı bulunduğu Kıbrıs Cumhuriyeti'nden tabanca diretmesiyle dışlandığını ve katliamlara sunulan kaldığını hatırlattı.
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, şunları kaydetti:
"İşte bu nedenlerle Kıbrıs Türk halkının tamamı, Türkiye'nin garantörlüğünün kaldırılmasına, Türk askerinin Kıbrıs'tan uzaklaştırılmasına ve 1974 öncesine dönülmesine karşıdır. Rum-Yunan ikilisi, bunu hakeza bilmeli ve yersiz hayalat ardında koşmaktan vazgeçmelidir.
Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis'e tavsiyem; diyalog çağrılarımıza, Kıbrıs'ta adil, kalıcı, sürdürülebilir müşterek anlaşmayı ve 1974'te sağlanan barışın sürmesini içeren, Kıbrıs'ın ve bölgenin yararına bulunan hâkim denktaş dü ayrı devletin varlığına alakalı hal önerimize müspet yanaşması ve kabahatli gitmek istiyorsa aynaya bakmasıdır."
