Yaşam

Cin Ali "ablaları" Suna ve Selma'nın açmış olduğu müzede sevenleriyle buluşuyor

Öğretmen Rasim Kaygusuz'un 1968'de ilkini çıkardığı işaret serisinin başlangıç kahramanı Cin Ali, gayrisıhhi asırdır evlatların yaşamına dokunmaya bitmeme ediyor.

Cin Ali
15-11-2021 13:16
Ankara

Nesillere okumayı sevdiren ve öğreten Cin Ali, emektar arkadaşlarıyla acemi dostlarını kişi adıyla oluşturulan müzede eskiden geziye çıkarıyor.

Türk halkının kıraat yazmayı emeksiz ortak halde öğrenmesi düşüncesince oyunlu kıraat teknikleri geliştiren hoca Rasim Kaygusuz'un 1968'de ilkini çıkardığı eser serisinin başlangıç kahramanı Cin Ali, gayrisıhhi asırdır evlatların yaşamına dokunmaya bitmeme ediyor.

Rasim öğretmenin, Cin Ali'nin "ablaları" Suna ve Selma adına kitaplarında arazi verdiği kızları Nevin Kaygusuz Apaydın ve Nesrin Kalaycıoğlu, "Cin Ali hepimizin" diyerek, 2016'da Cin Ali Eğitim ve Kültür Vakfını, 2019'da ise Cin Ali Müzesi'ni kurdu.

Müzede, Rasim Kaygusuz'un hayatı, hususi eşyaları ve kıraat tekniklerine müteveccih geliştirdiği oyuncakların yanında emektar ekol esna ve masaları ile yağız arazi tahta ve yağız önlüklerin arazi almış olduğu temsili dershane bulunuyor. Ayrıca Cin Ali serisinin evvel basımları ve Rasim Kaygusuz'un imzalı yegâne Cin Ali kitabı da müzede arazi alıyor.

Açtıkları müzede "kardeşleri" Cin Ali'yi tanıtıcı Nevin Kaygusuz Apaydın (Suna) ve Nesrin Kalaycıoğlu (Selma) müzeyi ve Cin Ali'nin öyküsünü AA muhabirine anlattı.

"Cin Aliyle ayrımsız yaştaydık"

Nevin Kaygusuz Apaydın, kitaplarını baştan basmaya değişmeyen verdiklerinde şahısların Cin Ali'yle ilişik anılarını paylaştığını ve alçalma ettikleri öyküsünü sormaya başladığını söyledi.

Hikayesini beyan etmek kıl payı kurmuş oldukları müzede ortak aşırı hikayenin yanında Cin Ali'ye ilişkin rastgele ayrıntının arazi aldığını bildiren Apaydın, "Cin Ali bizim yaşamın ortak parçasıydı. Aynı yaştaydık. Yıllar sonraları Cin Ali hem bizim yaşamımızda hem Türk topluluğunda ağırbaşlı ortak arazi edinmeye başlayınca tığ 'Cin Ali'nin ablası' demeye başladık. O bizim hiçbir büyümeyen kardeşimiz, tığ sonsuz büyüyoruz." ifadesini kullandı.

Babasının serideki kâffesi öyküleri kişi yaşamlarından ilham alınarak yazdığını tamlayan Apaydın, "Bizim ortak atımız olmadı ancak 200 mt. ötemizde ortak kom vardı. Çiftlikte sabahleyin horozlar öterdi ve tığ duyardık. Çocuk bahçesi bizim gittiğimiz bebek bahçesi. Evimiz bahçeli ortak evdi. Sürekli mihman dirimlik orada kum havuzunda oynardık. Sirk gelmişti ve tığ o sirkte Berber Fil'i seyrettik. Biz aşırı hoşlanınca babam da Berber Fil öyküsünü yazdı." dedi.

"Cin Ali kültürel mirasa dönüştü"

Nesrin Kalaycıoğlu da rastgele devir ailelerinin zarfında arazi düzlük Cin Ali'nin kültürel mirasa dönüştüğünü ayırt ettiklerinde bu mirasın yaşaması gerektiğine değişmeyen verdiklerini dile getirdi.

Kurdukları vakfın arkası esna öyküsünü beyan etmek düşüncesince müze açmaya değişmeyen verdiklerinde "Cin Ali'nin ablaları" adına ortaya çıktıklarını anlatım fail Kalaycıoğlu, şöyleki konuştu:

"Babam bizlere baştan sona derdi, 'Cin Ali'nin değerini bilin' diye. İşte o devir ne derece değerli bulunduğunu hemen bizim düşüncesince değil, Türkiye'de ayrıca dünyada onu okuyanlar düşüncesince ne derece değerli ortak kültürel kalıt bulunduğunu gördük ve ona erbap çıktık."

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?