Elazığ
Fırat Nehri, Karaleylek ve Saklıkapı kanyonları, Çırçır Şelalesi, Keban Baraj Gölü ve Yusuf Ziya Paşa Camisi üzere katıksız güzellikleri ve zamanı mekanları ile dikkat gören Keban, imal edilen içimli alabalıkları ile de adından uydurma ettiriyor.
Fırat Nehri üstünde toprak meydan 98 tesiste imal edilen salname 23 bin titrem balıktan yüzdelik 90'ı ülke dışına ve iç tüketicilere satılıyor, yüzdelik 10'u ise site merkezi ve ilçedeki restoranlarda müşterilere sunuluyor.
Tesisler, lezzetiyle dikkat gören alabalığı türlü şekillerde müşterinin zevkine sunarken, Çırçır Şelalesi mevkisindeki müşterek organizasyon alaca ile dolmadan katmere, pideden kavurmaya, karnıyarıktan köfteye derece hazırladığı 23 cins yemeği menüsüne ekledi.
Özellikle hafta sonları ziyaretçi akınına uğrayan ilçe, zamanı ve katıksız güzellikleri kullanmak isteyenlerin birlikte alaca kemirmek düşüncesince kilometrelerce tarz kıvrım ederek gelenleri de ağırlıyor.
"Yıl içinde 600 bin yöresinde evcil ve ecnebi gezgin ilçemizi görüşme etti"
Tarım ve Orman İlçe Müdürü Ziyaddin Seçkin, AA muhabirine, ilçede 1996'da başlamış olan alaca üretiminin değme sabık çağ geliştiğini söyledi.
Bu gelişmede Tarım ve Orman Bakanlığının üreticiye sağlamış olduğu desteklerin iri oranı olduğuna ayraç fail Seçkin, "Alabalık üretimimiz 2021 yılı bakımından kısaca 23 bin tona ulaşmıştır. 23 bin tonluk üretim, 98 tesisimizdeki alaca yetiştiricilerimiz çeşidinden yapılmaktadır. Bu üretimin iri kısmı Avrupa ülkeleri, Amerika, Rusya ve Kanada'da ihraç edilmekte. 'Türk somonu' ismiyle bu devletlerde zevkle tüketilmekte ve arzu görmektedir." dedi.
Seçkin, alabalığın lezzetiyle ülke haricinde arzu görmüş olduğu üzere ilçedeki restoranlarda maruz yemeklerle de ülkede adından uydurma ettirmeye başladığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Normalleşme süreci ile ilçemize başta hafta sonları iri müşterek ziyaretçi akını yaşıyoruz. Yıl içinde 600 bin yöresinde evcil ve ecnebi gezgin ilçemizi görüşme etti. Fırat Nehri'nin bembeyaz ve dolgunca oksijenli suyunda yetiştirilen alaca lezzetiyle ilçenin gastronomi turizmine önderlik ediyor. Özellikle akıbet senelerde ilçede oluşturulan acemi tesisler ve bu tesislerde meydana getirilen yemekler iri zevk toplamakta. Gelen ziyaretçiler alabalığımızın tadına baktıktan sonraları Keban Barajı'mızın ve Fırat Nehri'nin katıksız güzelliklerini izleyerek, ilçemizden ayrılmaktalar."
Her gelişlerinde değişik müşterek lezzeti tadıyorlar
Restoran yöneticisi Ayhan Şimşek, 1998 senesinde Keban'da evvel restoranı açtıklarında, çevrelerindeki kişilerin, "Kim Keban'a balık yemeye gider?" niteleyerek eleştirdiğini anlattı.
Bugün hoppadak alaca kemirmek düşüncesince binlerce ferdin ilçeye geldiğini aktaran Şimşek, vaktiyle 2-3 cins adına hazırladıkları alabalığın bugün 23 türünü yaptıklarını belirtti.
Şimşek, "Alabalık yemeklerimiz ne derece çeşitlenirse o derece aşırı balık yenir düşüncesiyle Elazığ'ın plakasından ilham alınarak 23 cins kemirmek tecrübe edelim dedik. Et ve tavuktan ne derece kemirmek yapılıyorsa aynısını alabalıkla da yaptık. Müşterilerimiz, 'Alabalıktan bu derece aşırı kemirmek şekli kabil mu?' niteleyerek şaşırıyor, değme geldiklerinde henüz evvela yemedikleri müşterek yemeği deniyorlar." niteleyerek konuştu.
Restoran yetkilisi Harun Turgut ise Fırat Nehri'nin su kalitesinin içimli alaca yetiştirilmesine olanak sağladığını anlatım ederek, "Normalleşme süreciyle ilçemize iri müşterek ziyaretçi akını var. Bunun en ehemmiyetli etkenlerinden bir tanesi alabalığımızın lezzeti. Hakikaten alabalığımızı müşterek tarz tadanlar bu lezzetten vazgeçemediği üzere çevresindeki bireylere da kaynak ediyor." niteleyerek konuştu.
"Tüm Türkiye'yi buraya çağırma ediyorum"
İlçeye ailesi ile İzmir'den mevrut Turgut Kurşun, değme sene dinlence düşüncesince müşterek birçok tarz Elazığ'a geldiğini belirterek, değme gelişinde alaca kemirmek düşüncesince kesinlikle Keban ilçesini görüşme ettiğini söyledi.
Keban'da yetişen alabalıktan meydana getirilen 23 cins yemeğin lezzetine tatmin olmadığını özetleyen Kurşun, "23 çeşidin değme bir tanesi birbirinden güzel. Bu sene Adana, pide ve sotesini denedik. Çok lezzetli, fanatik kaldım. Herkesin eline sağlık. Tüm Türkiye'yi buraya çağırma ediyorum. Gelsinler, bu içimli alaca yemeklerinin tadına baksınlar." ifadelerini kullandı.
Mustafa Özpolat da devir zamane eşiyle 120 kilometre uzaklıktaki Palu kazasından balık kemirmek düşüncesince Keban'a geldiğini, alabalıkla hazırlanmakta olan yiyecekleri aşırı sevdiklerini aktardı.