Ankara
Nesillere okumayı sevdiren ve öğreten Cin Ali, emektar arkadaşlarıyla acemi dostlarını öz adıyla oluşturulan müzede eskiden seyahate çıkarıyor.
Türk halkının kıraat yazmayı bedava müşterek biçimde öğrenmesi düşüncesince oyunlu kıraat teknikleri geliştiren hoca Rasim Kaygusuz'un 1968'de ilkini çıkardığı işaret serisinin başlangıç kahramanı Cin Ali, sağlıksız asırdır evlatların yaşamına dokunmaya bitmeme ediyor.
Rasim öğretmenin, Cin Ali'nin "ablaları" Suna ve Selma yerine kitaplarında arazi verdiği kızları Nevin Kaygusuz Apaydın ve Nesrin Kalaycıoğlu, "Cin Ali hepimizin" diyerek, 2016'da Cin Ali Eğitim ve Kültür Vakfını, 2019'da ise Cin Ali Müzesi'ni kurdu.
Müzede, Rasim Kaygusuz'un hayatı, hususi eşyaları ve kıraat tekniklerine müteveccih geliştirdiği oyuncakların yanında emektar ekol esna ve masaları ile karaca arazi tahta ve yağız önlüklerin arazi almış olduğu temsili derslik bulunuyor. Ayrıca Cin Ali serisinin geçmiş basımları ve Rasim Kaygusuz'un imzalı müşterek tane Cin Ali kitabı da müzede arazi alıyor.
Açtıkları müzede "kardeşleri" Cin Ali'yi tanıtıcı Nevin Kaygusuz Apaydın (Suna) ve Nesrin Kalaycıoğlu (Selma) müzeyi ve Cin Ali'nin öyküsünü AA muhabirine anlattı.
"Cin Aliyle ayrımsız yaştaydık"
Nevin Kaygusuz Apaydın, kitaplarını baştan basmaya değişmeyen verdiklerinde kişilerin Cin Ali'yle ait anılarını paylaştığını ve nikbet ettikleri öyküsünü sormaya başladığını söyledi.
Hikayesini beyan etmek az daha kurmuş oldukları müzede müşterek başlangıç döndürücü hikayenin yanında Cin Ali'ye değgin gelişigüzel ayrıntının arazi aldığını bildiren Apaydın, "Cin Ali bizim yaşamımızın müşterek parçasıydı. Aynı yaştaydık. Yıllar sonraları Cin Ali hem bizim yaşamımızda hem Türk camiasında ağırbaşlı müşterek arazi edinmeye başlayınca tığ 'Cin Ali'nin ablası' demeye başladık. O bizim hiçbir büyümeyen kardeşimiz, tığ sonsuz büyüyoruz." ifadesini kullandı.
Babasının serideki kâffesi öyküleri öz yaşamlarından ilham alınarak yazdığını tamlayan Apaydın, "Bizim müşterek atımız olmadı lakin 200 m. ötemizde müşterek kom vardı. Çiftlikte sabahleyin horozlar öterdi ve tığ duyardık. Çocuk bahçesi bizim gittiğimiz bebek bahçesi. Evimiz bahçeli müşterek evdi. Sürekli mihman dirimlik orada kum havuzunda oynardık. Sirk gelmişti ve tığ o sirkte Berber Fil'i seyrettik. Biz başlangıç döndürücü hoşlanınca babam da Berber Fil öyküsünü yazdı." dedi.
"Cin Ali kültürel mirasa dönüştü"
Nesrin Kalaycıoğlu da gelişigüzel devir ailelerinin içre arazi meydan Cin Ali'nin kültürel mirasa dönüştüğünü ayırt ettiklerinde bu mirasın yaşaması gerektiğine değişmeyen verdiklerini dile getirdi.
Kurdukları vakfın arkası esna öyküsünü beyan etmek düşüncesince müze açmaya değişmeyen verdiklerinde "Cin Ali'nin ablaları" yerine ortaya çıktıklarını anlatım fail Kalaycıoğlu, şöyleki konuştu:
"Babam bizlere daima derdi, 'Cin Ali'nin değerini bilin' diye. İşte o devir ne denli giranbaha bulunduğunu elden bizim düşüncesince değil, Türkiye'de ayrıca dünyada onu okuyanlar düşüncesince ne denli giranbaha müşterek kültürel kalıt bulunduğunu gördük ve ona ehil çıktık."